Pazar, Mart 04, 2018

Veciz Sözler - Barış Bıçakçı

Edebiyat böyledir işte. İnsanları hem yakınlaştıran, hem de uzaklaştıran bir etkisi vardır ve yakındı uzaktı derken, bir bakmışsınız gözünüz bozulmuş, ensenizde berbat bir ağrı. (sf.14)

"İnsanoğlu beklerken nefes almaz, yutkunur." (sf.15)

Veciz Sözler programında sözcüğün "yalnızlık" olduğu ve bana kalırsa en yoğun katılımın gerçekleştiği gün, Kahramanmaraş'tan arayan bir lokantacı, "Kumarda kaybedemeyeceğiniz tek şey yalnızlığınızdır." Yozgat'tan genç bir öğretmen, "Yalnızlık üzerinde durduğumuz zemindir." Van'dan bir kadın terzisi, "Yalnızlık su gibidir, içinde durduğu insanın şeklini alır." Ankara'dan bir serbest muhasebeci, "Yalnızlık mı? Milyarlarca insanın adı geçiyor bu bahiste!" (sf.20)

"Aile bir mayın tarlasıdır, birey olmak için oradan sağ salim çıkabilmek gerekir." (sf.21)

Kahramanımız bir edebiyat tutkunu olarak, şüphesiz bir merkez aramıyordu. Ama eşmerkezlilik arıyordu ve buna da geometri filan değil düpedüz arkadaşlık denir canım! (sf.22)

"Anlatmak ateşe bakmak gibidir, gamı kederi alır." (sf.33)

İnsan yüzü şu dünyadaki en ilginç coğrafi şekildir. Üzerinde güneşler doğar güneşler batar. (sf.40)

Edebiyatla hayat takım kurup futbol maçı yapsalar, hayat üç çeker edebiyata! (sf.48)

"Aynı şeyi düşünmekten aşınır akıl." (sf.53)

Bir gün Hasan Kale'de bana, yalnızca yirmi bir yıl yaşadığı halde nasıl olup da binlerce yıl sevgisiz kalmış gibi hissettiğini sormuştu. (sf.64)

"Âşık olduğunu söyledin mi?"
"Söylemedim," dedi Kumru, sustu... "Bütün o saçmalıkları yapmaktan vazgeçer, diye korkuyorum." (sf.80)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder